Sunday, December 13, 2009

Barack Obama: ya "hero"olacak, ya da "zero"..

NewYork’da yaşayan biri olarak, Obama’nın seçimleri kazandığının ertesi günü, etkileri ve tepkileri yazmam gerekirdi… Ama, inanın öyle bir atmosfer oluştu ki; sadece başımı döndürmekle kalmadı; sanırım biraz kelimeleri de dondurdu

Amerika’nın en güçlü medya-bayanı Oprah Winfrey’nin, yine sonuçların açıklandığı gece; kalabalık içerisinde hiç tanımadığı bir beyin omzuna dayanarak, gözünden yaşlar akarak, Obama’nın konuşmasını dinlemesi de bir o kadar etkileyeciydi tabi…

Seçimlerin sonuçlandığı gece, Obama’nın ilk konuşmasını yaptığı kalabalığı izlerken duygulanmamak imkansızdı.
Sevinç gözyaşlarına bulanmayan bir kişi yoktu.
Beyazı, siyahisi, latini, asyalısı, hintlisi; ırk–dil–din gözetmeksizin aynı çoskuyu paylaşıyordu.
Yılların getirdigi bir bastırılmışlığın, dışarıya böylesine bir zaferle çıkması, ancak bu kadar etkileyici olabilirdi diye düşünüyorum...

Barack Obama, bu yarışa başladığı ilk andan beri; “Değişim” (Change) sloganıyla çıktı Amerikan halkının karşısına...
Hatta, tüm dünyanın karşısına…
Dediği gibi, herkesin hayal ettiği ama inanamadığı bir değişimle birlikte seçildi...

Hala daha televizyonda farklı farklı kişilere soruyorlar; “Ne hissettiniz, Barack Obama’nın kazandığını duyunca?” diye. Verilen cevapların arasında en dikkat çekici olan; “Sevinç çığlıkları atarken dahi inanmakta zorluk çekiyordum, böylesine bir değişim olabilir mi!” diye.

Beni en çok duygulandıran, yorumlardan biri de, Senato’nun siyahi temsilcilerinden birinin tüm içtenlikle söyledikleriydi.
“Obama’dan önce, çocuklarıma, inanmayarak söylediğim sadece tek bir şey vardı… Ama Obama’dan sonra; artık inancım tam. Çocuklarımın yüzüne bakarak; ne isterseniz yapabilirsiniz, ne isterseniz ‘O’ olabilirsiniz diyebiliyorum.“

Öylesine günlerden geçiyor ki Amerika, hem ekonomik olarak hem de piskolojik olarak krizleri geride bırakmak için çalışıyor.

Hepimizin, günde en az 10 kere duymaya alıştığı gibi, “Her kriz bir fırsattır” lafı, en çok Obama için geçerli olacak diye düşünüyorum.

Amerika’nın başına geçmiş, son 50 yılın en kötü başkanı olarak anılmaya aday George W. Bush’dan, geride bıraktığı tüm sorunlarla birlikte bir ülkeyi devralacak.
Nasıl bir fırsat bu derseniz?

Düşünürseniz, herşeyin düzgün gittiği bir sistemi devraldığınızda, sistemi bozma şansınız, geliştirme şansınızdan çok daha fazla.
Ama, bozuk bir sistemi aldığınız da, kahraman olma şansınız çok daha fazla!

İşleri daha da kötüye götürürseniz de, her zaman için “Baştan neyi devraldığımızı hayal bile edemezsiniz“ deyip, suçu oncekilere atabilirsiniz...

Ama, yaptıkları, söyledikleri, kampanyanın başından beri ortaya koyduğu performansıyla, karizmasıyla, inandıkları ve inandıklarını savunma şekliyle, ne kadar kararlı bir başkan olabileceğini çoktan kanıtlayan bir “Başkan” seçti kendisine Amerikan halkı...

Öyle ki, Ocak’ta başlaması gereken görevine, daha önce gelmesini isteyecek kadar çok güveniyor yeni başkanına Amerikan halkı ve Amerikan ekonomisi...

Kabul ederseniz ki, herkesin bir an önce etkisini gösterecek bir ‘Degişim’e ve ‘Kahraman’a ihtiyacı var.

Hem bugünü hem de yarını kurtaracak olan bir kahramana!

Ceyla Gökahmetoğlu Gülboy
26.11.2008

No comments:

Post a Comment