Monday, March 14, 2011

"DEGI$IM" is on the way ....


Evet , genclerrrr ; blogumda degisiklik yapma istegiyle dolanip duruyorum iki gundur ..
Nedeni de , birbirinden degisik , yaraticilik ile neredeyse dalga gecicek kadar yaratici yepyeni bloglar gorup , kendi blogumun yaydigi sikici havadan hafiften utanmis olmam diyebiliriz :)

Neyse , bundan sonraki CggNy`nin gidis hatti , " ilgimi ceken - ilham veren- sinir eden- wawww dedirten - " hadiii ordann" cektirtenn her turluuuuu $ey, ki$i, etkinlik ve dahasi olacaktirrrr ...

Ilk olarak da , dun elime gecen, american express`in dergisi " Departures" da , yer alan ; "Grand Bazaar Turkish Slippers"dan bahsedelim ..


Neden derseniz , hem bizden hem de hikayem oldugundan ... Aralik`da , Izmir`deydim .. Ve , annemlerin Mardin`den aldigi , el-yapimi ayni asagda resmini gordugunuz terliklere bayildigimda , herkes benimle dalga gecmisti.. ( isimleri vermeyelim ) Hatta , NewYork`da gordugum bir suru abeslik icime islemis olacak ki , agzimdan " Bunlardan alip NewYork`a gotursem , nasil satar, nasil "cool" bulurlarr , yeni bir Ugg durumu bile baslatiriz belki" dedigimde , gelen tepkilere girmiyorum bile ...



Ama sonuc olarak , Amex`in Departures dergisinde , "ExtraordinaryThings.com" basligi altinda 6 urunden biri olarak geciyor. Diger alti urunden bir tanesinin , yeni alligator-skin $72,750 Hermes Birkin canta oldugunu dusunurseniz , insanin aklina , kendisiyle dalga gecenlere , buyuk bir pis-gulusle ," IN-YOUR-FACEeeee" demekten baska birsey gelmiyorrrrrr ........





Daha fazla kanit isteyenleri ; shoplatitude.com sitesine bakmaya davet ediyorum:)
http://www.shoplatitude.com/turkish-slippers-4.html


Saygilar......



Monday, February 7, 2011

Bu "Nerd"lerin de a$ki baska oluyor galiba ...


Az once gecikmeli de olsa , hatta bayagi bir gecikmeli de olsa , “ Social Network”u izledim ..

Film , Time dergisinin 2011 yilinin en etkili kisisi olarak sectigi, Mark Zuckerberg`in, “sosyal iletisim” seklimizi degistiren Facebook`u kurusunu, kurarken kazandigi ve kaybettigi dost ile dost- olmayanlardan bahsediyor.

Ben , kendisini de son derece entresan bir karakter olarak gordugum icin , hakkinda yazilmis bir kitap da okudum.

Aslinda, gercek hayatta , sosyal-ileti$im yetenegi neredeyse hic olmayan biri Mark Zuckerberg...

Belki de , o yuzden “ sosyal-biletisim” sisteminin en buyuk fikrini yakalayarak , dunyanin en genc dolar milyarderi olmasi cok da abes degil..

Hikayeye gore, butun bu “deha” fikir , Harvard`da 3.senesini okurken, kizarkadasinin , bir gram daha Mark-antipatikligine dayanamayip , “biz bittik” demesiyle basliyor..

Ayriligi hic beklemeyen , istemeyen Mark`in , aklini Erica`dan alikoyacak, bir fikir bulmaya calismasiyla kuvvetleniyor..

Bir yandan , ayriligin getirdigi kalp-sikintisiyla ust uste bira icerken , diger yandan “facemash” diye adlandirdigi bir program yaziyor. Hit ustune hit alan bu programla , Harvard`in kendi icerisindeki bilisim agini cokertiyor. Bunun uzerine gelisen , bir suru olay sonucunda da , “Facebook”u kuruyor..

Dost-olana ve olmayana verdigi yuklu tazminatlardan sonra bile , CEOsu ve Baskani oldugu sirketin degeri icin, bugun 25milyar dolar biciyorlar.

Butun bunlar guzel , hos da benim esas deginmek istedigim , butun bunlari , kendisini terkeden, kizarkadasina kendini ispatlamak icin yapiyor ...

Filmin sonunda, Erica`ya “friend-request”yolluyor , ve kabul edilip-edilmedigini gormek icin,2 dakikada bir sayfasini yeniliyor.

Dusunebiliyormusunuz?? Facebook milyarderi CEO, butun bu ise, universite askina kendini kanitlamak icin baslami$.


Gelelim baska bir “nerd” milyardere; “Sean Parker” , muzik dunyasini degistiren Napster`in kurucusu.

Kendisini “girisimci-isadami “olarak tanimlamayi tercih eden ama ayni zamanda 7 yasindan beri bilgisayar programciligi yapan bir zeka ...

20 yasinda buldugu bu fikir ile cok para yapiyor, ama daha sonrasinda muzik-sirketlerinin actigi davalarla parasinin cogunu kaybediyor .. Ama, “Napster” fikri ile , butun akillari basindan aliyor, bir kere...

Peki , bu fikrin , universitede sevdigi kizi , futbol-takiminin kaptanina kaptirmasi uzerine, onu geri kazanmak icin buldugunu biliyormusunuz ??


Gelelim , Bill Gates`e !!!

En guzelini , en “nerd”ini sona saklamis gibi oldu ama ..

Malumunuz , kisisel bilgisayar devrimini yarattigi Microsoft sirketi ile basladigi is-seruvenine , yanina ekledigi farkli bilisim sirketleriyle ,serveti 54 milyar dolari asmis durumda .. 2010 yilina kadar , dunyanin en zenginleri listesinin bir numarasindaydi ..

Yine Harvard`da okurken , yakin arkadasi Paul Allen ile birlikte devrim yaratan Microsoft sirketini kuran dahi Gates, artik zamaninin cogunu karisiyla birlikte kurduklari hayirsever-yardim dernegine ayiriyor. Bugune kadar , 28milyar-dolarlik yardimda bulunan Bill-Melinda Gates Yardim Dernegi, Amerika`nin en hayirli ikinci yardim dernegi olarak gosteriliyor.

Microsoft sirketini kurdugundan beri , her turlu “anti-rekabet” davalariyla ugrasmis, yoneticiligiyle ilgili bircok ters yoruma maruz kalmi$, sifirdan bir devrim yaratmis , basinda bir gun kahraman , bir gun piyasayi eline gecirmeye calisan biri olarak suclanmis...

Gecen gun bir roportajda, “ Geriye donup baktiginizda, hakkinizda bunca sey yazildi , cizildi .. En cok hangisine kirildiginizi hatirliyormusunuz ? diye soruyor..

Verdigi cevap ; “Melindayla evlenirken , “evlilik-oncesi”sozlesme yaptigimi yazmislardi..Beni en cok bu kirmisti...”

Inanabiliyor musunuz ?

1975`den beri bir dunya devi kurmaya calisan ve kuran bir insanin , bugune kadar karsilastigi cirkin-zorlayici -biktirtici binlerce sikintili olay olmustur .. muhakkak !!

Ama , bu dahi-asik , sadece karisina boyle bir kagidi imzalattigini yazmalarina , kirilmis !


Anlasilan , “nerd” lerin a$ki cidden ba$ka bir kuvvetli oluyor ..

Belki de , artik “para-yapmanin” pek de onemsenmedigi , “para-yapan fikirlerin” alkislandigi bir zamanda ,dahi bir beynin yani “nerd” un , her zaman bulabilecegi sey “ para yapan fikirler” ...


Ama , bulmakta ciddi anlamda zorlanacagi belki de tek-sey ; “Ask”...



Tuesday, May 11, 2010

Acin Gozlerinizi , "La Cage" a geldiniz !!!!!!

Bu tutku , Nathan Lane ile basladi. Karsisinda Robin Williams ile derinlesti. Aralarinda , Hank Azaria ile icinden cikilmaz bir hal aldi... Essiz , " Agador Spartacus" ...
Neden mi bahsediyorum ? Bird Cage-Kus Kafesi !
En-iyi-10 listemdeki filmlerden birinden bahsediyorum.
Ve oldukca sik bahsediyor olacagim ki , gecen ay , fransiz versiyonunu gormem gerektigini dusunurek , Volkim elinde , " La Cage Aux Folles " ile geldi .
Altin her yerde, her sekilde altindir derler ya ... Bu senaryoda her sekilde altin bence.
Orijinal versiyonunda, olay St. Tropez deki bir club ( La Cage Aux Folles) da geciyor ...
St.Tropez zaten tarifsiz , Ugo Tognazzi ve Michel Serrault baska tarifsizler ..
Ama bence , Amerikan versiyonundaki en buyuk fark ; Albert ( Lane) ve Armand ( Williams)`in usagi rolundeki Agador Spartacus( Hank Azaria) !!

Tam anlamiyla klasik kokan bir film bu.
Senaryosu, muzikleri, oyunculari , mekanlari , ...herseyi !
Ve daha da guzeli , su an Broadway `de oynuyor olmasi .
Frasier`dan bildiginiz Kelsey Grammer ve ingiliz tiyatro oyuncusu Douglas Hodge , agizlari acik birakan performanslariylaaa Broadway`de sergiliyorlar , La Cage Aux Folles `u .
Agizlari acik birakan diyorum , cunku malumunuz hemen gittim ve do-ya-ma-dim...
O kadar basarililardi ki ,Douglas Hodge ve ( konusmak icin yaratilmis oldugunu dusundugum ) Kelsey Grammer !!!
Bir tek , biyik lazimdi diye dusunuyorum, Kelsey Grammer`a , malum , her versiyonunda Armand veya Renato`da oldugu gibi.
Ingiltere`de Zaza rolunu ilk oynayan tiyatrocu olarak Douglas Hudge , zaten bu isin kitabini yazmis , belli ki .

Eger , NewYork`daysaniz ya da gelmeyi dusunuyor ve gidecek bir Broadway show`u ariyorsaniz , arayisiniz su an bitti.
La Cage Aux Folles , kapilarini acmis sizi bekliyor..
Ve , 11 dalda TONY adayligi var .. TONY almadan gidebilirseniz cok iyi olur , cunku odulu alirsa, bilet bulmanizz epey bir zorlasir.
Ki , kesin TONY`lere bogacaklar , boyle bir performansi.

Dinlemeniz lazim ; Douglas Hodge `in kendi yorumuyla soyledigi " I am What I am " sarkisini ...
"Ben Her ne isem , O`yum...
Her ne ise O , benim ....
Kendimin ozel bir kreasyonuyum ...
Hic bir ozure ihtiyaci olmayan benim ...
Hayattt sana diyorum ...
Iyi dinle ..
BEN , Ben`im ... "

Dinlemeniz lazim , izlemeniz lazim, alkislamaniz lazimmm AYAKTA !!!

"open yourr eyesss!! you have arrived at LA CAGEEE !!! " ...
ama sen cok guzel soyluyorsun, Kelsey , Sen Soyle !!
http://www.lacage.com/index.html

Thursday, May 6, 2010

"Meshurluk " ya da " Meshursuzluk "!! Butun olay bu...

Evet , gecen gece yemekde , blog`umu , kibarcasiyla “ espri kaynagina” ceviren arkadaslarima sesleniyorum !
Oncelikle, blogumun takipcisi 13 arkadasim , herbirinizzz basimin tacisinizzz!!!
Ben sizlerle varim ...:)
Ama hic merak etmeyin , oyle gunler gelecek ki , takipci yagacak bloguma ama ben kabul etmeyecegim ...
Oyle gunler gelecek ki , o gece yemegindeki esprici arkadaslarim , “ bizi de yaz -bizi de yaz” dediklerinde , cokkk guzell cevaplarr dokulecek dudaklarimdan ...
Neyse sanslisiniz ki , bu blogda dusmanlik - ugursuzluk yok ; sadece “ peace” var :)
O yuzden “ meshur bir blogger” oldugumda , hepiniziii yazacagim , hic merak etmeyin ... Hem de hepinizi :)

Meshur olma gunlerimiz cok da uzak degil , sevgili takipcilerim ..
“Takipcilerim “ diye her yazdigimda , her soyledigimde gulmek geliyorrrr , ama gulmeyelim ilk baslarda sadece ben ve Volkim oldugunu hatirlayalim , takipci kisminda....
Evet, “meshurluk” diyorduk...
Bundan bir ay kadar once, bir mail geldi, sevgili arkadasimdan .
Isim verelim ;” Deniz Omurgonulsen” (kendisi de takipcilerimdendir, sevgiler Deniz! )
Email soyleydi : “ Ceyla , nedir son yerler , nerde yenilir , nerde icilir, nereden ne alinir ?modamizi soylesene , bir arkadasim burda , onunla paylasayalim NewYork`umuzu dedi “
Bende , burdaki hocalarimdan ogrendigim yerleri yazdim :)
Pardon ,isim veriyorduk degil mi ?
Hocalarim derken , NewYork`umu guzellestiren hocalarimdan bahsediyorum : “ Sayin Itir Liatos ve Sayin Sibel Magripli Mesta , size de sevgilerr ! “
Neyse , Denizin arkadasi da , yazdiklarimi begenmis olacak ki , buyuk gazetelerimizden , Hurriyetteki kosesinde yazmis benim onerileri ,sagolsun.
Benim yaptigim , “ personal shopping club-NewYork “ isinden de bahsetmis.
Bilmeden , gazetelere cikacagimi , izmirli modaci arkadasimdan gelen “zevk fiskiran “ siparislerden de bahsetmisim ..
Yine unuttum , isim veriyoruzz degil mi ?
Izmirli modaci arkadasim Busra Osen ! (Sen ve zevkin , PS Club`a hediyedir! )

Anlayacaginiz, toplamda 3 paragraf suren bir yazi boyunca “ meshur olmusuz “ ..
Ama gelin gorun ki , yine Ceylasal bir sekilde meshur olmusuz .
Ismimiz gecmeden :)
Ama olsun ,” isimli ya da isimsiz “ meshur olmusuz , takipcilerim...
Bu bir isarettiirr ki , “meshurluk gunlerimiz” yakindirrrr ...
Hem kim bilir ki , belki Melis Alphan bir dahaki yazisinda, bir kiyak yapar , " isimli " gecirir , sevgili blogger`iniz ve personal shopper`iniz ; CeylaGokahmetogluGulboy`unuzu da, o zaman patlatiriz sampanyamizi...

Sampanya icin “ nedene “ cok da ihtiyacimiz var mi , tartisilir ama pek de fena olmazz tabi , duy sesimiziii Melissss :)

"Meshur" ya da "Meshursuz", kadehimiz sana ; www.cggny.blogspot.com ....

Friday, April 9, 2010

BLOGGER`S BLOCK !

Baslikdan da anlayacaginiz uzere, kesinlikleeee yazacak birsey bulamiyorum ..

NewYork`da yasiyorum , sokakta yururken bile sasirtan bir suru “karakterle” karsilasiyorum, gecesi ayri , gunduzu apayri bir yerdeyim , hatta dun metroya yururken , Grand Central terminalinine inen merdivenin tam kosesindeki (fire hydrant) itfaiye muslugunun uzerinde , sapsari kisacik saclari - markasi olmus kalin dudaklariyla , kalabaliga aldiris etmeden , kollarini -bacaklarini esneten “Sezen Aksu”muzu da gormusum , siradanligin tadini doyasiya cikarmanin mutlu ifadesinden cekinip , yanina yaklasamamisim , icimde kalmis : “ Burdada yakalandiniz , rahat yok size” diyememisim, onun uzerine metroya binip Wall Street`e giderken , yanlislikla , meshur Gecko`nun ( Michael Douglas) dogdugu Wall Street`in ikinci serisinin cekildigi setin icine , elimde yemek posetleriyle dalinca , seti durdurmusum :) , utancdan kizaran suratimla eskort esliginde setten atilmisim ...
Geri donuste , metro merdivenlerini, yanimda jilet gibi bir krem takim elbise icinde, Tracy Morgan`la birlikte cikmisim ..(Stiline tamamen aykiri , 60`lardaki mafya babalarini andiran bir Tracy Morgan ile hem de)

Ama , ne yazik ki , parmaklarim tuslayacak hicbirsey bulamiyor ..
Saka gibi ..

Hani , atletler kosar kosar , km`lerce kosar da son birkac metreye gelince, gorunmeyen bir duvara carpip , adim dahi atamayacak hale gelip dururlar ya .. Ona da “ runner`s wall “ diyorlar ..
Ayni sekilde , ben de “blogger`s block”a carpmis durumdayim ...
Blog`uma ,gram yazacak birsey gelmiyor aklima ...

Ordan buradan , birseyleri duyurup gecistirmek istiyorum ..
Aslinda kelime bu, su anki , modum icin : “ gecistirmek “ ...
Gecistirmelerdeyim :)
Nedenini de buldum ..
Cok asiri istedigim birsey var , ve o gerceklesene kadar “ gecistirmelerdeyim “ ..
Kafamda sadece , ona yer var su an .
Baska kafama girmeye calisan herseye , blok koyuyor beynim ..
Giris Yok !
Insallahhh olacakkk !!!
Olduktan sonra da , gecistirme modu gececek.
Ne modu gelecek ?
Goriciizzzz :)

Friday, March 5, 2010

Pazartesi`leri "ET" yemek yok artik !!!!

Bir ay once etrafimda baslayan bir akimdan bahsetmenin zamani geldi ..
Akimi baslatan ; Liatos ailesidir !
Ne mi yaptilar?
Birlikte , kari -koca , et tuketimini azaltmaya karar verdiler ..
Ilk basta, “ yapmayin , etmeyin , yiyin , icin ! vucud ne isterse verin” diyerek sesimi duyurmaya calissam da, sonrasinda birazcik arastirmaya karar verdim .

Arastirma yaparken , biraz gaza gelmis olacagim ki , bu hafta bizde basladik et tuketimini azaltmaya ..
Tabi , ilk baslarken tamamen kesiyorsunuz .. Vucud tepkinizi olcmek icin !
Her gun , “ Icinde et olmayan ne yiyebilirim ki “ diye dusunmenin getirdigi zorluktan baska da hicbir zorluk gormedik .
Hatta , son derece hafif hissetmeye basladik kendimizi, yemeklerden sonra...

Isin en guzel tarafi , bu sayede , Paul McCartney `nin baslattigi ve son derece ciddi sekilde reklamini yapip , yaydigi “ Meat Free Monday” kampanyasiyla tanismis oldum.
Bu kampanyanin arkasindaki hikaye su : 2006`da , Birlesmis Milletlerin yayinladigi bir rapora gore , hayvancilik sektoru , tasima ve ulastirma sektorunun tumunden , cok daha fazla cevre kirliligine neden oluyormus.
Baslica nedenlerine gelince; hayvancilik sektoru , cok tehlikeli gazlarin yayilmasina sebep oluyormus.
Iki tehlikeli gaz; “ Metan gazi ( methane)“ ve “ Azotlu oksit (nitrous oxide) “ ..
Metan gazinin , karbondioksitden 21 kat daha , Azotlu oksitinde karbondioksitden 310 kat daha guclu oldugunu dusunursek , bu durumun , herbirimiz ve cevre kirliligi icin , ne derece ciddi bir durum yarattigini anlamaya baslariz.

Hayvancilik sektorunun , cevremize cikardigi faturayi , daha net gormek icin , Meat Free Monday`in web sitesine girip , okuyabilirsiniz.

Paul McCartney`i , yurekten desteklemenin disinda, fiziksel olarak da destek vermek gerekiyor diye dusunuyorum.
Gerci kendisi ve ekibi , tam gaz bu yola baskoymus gozukuyorlar.
Ingiltere`de , okullarin cogunda , cocuklarin beynine bu olayi sokup , cevrelerine karsi daha duyarli olmalarini saglamak icin , coktan “ Etsiz Pazartesiler “ baslatilmis. Devlet destegiyle hem de ...
Ingiltere`yi gectim , ama isin en ilginc tarafi , ayni kampanyayi , dunyanin bir numarali et ihracatcisi olan Brezilya`nin ,Sao Paulo sehrinde de uygulamaya baslamislar.

Ozet olarak , ana tema yine donup dolasip ayni yere cikiyor.
Herkes ustune duseni yapmali .
Sonucta , haftanin bir gunu et yemezseniz , olmezsiniz !

Hani vardir ya; “ ben deniz gormeden yasayamam “ , “ ben sabahlari kahvemi icmezsem ,ayilamam “ , “ ben , et yemeden doyamam “ ... gibi , cok net ve geri donusu olmayan laflari etmeye bayilanlar ..
Cogu insan , bir suru sevdigi seyden feragat edip de , bal gibi guzel yasiyor ..
Ayrica da , bu zamana kadar yeterince et yedigimizi dusunuyorum ..
Biraz kismanin zamani gelmis de , geciyor bu rapora gore ...

Baslayalim , kulaktan kulaga yaymaya .. !!!
Haftanin bir gunu, et yemek yok artik .
24 saat boyunca , et`in “ e” sinden bahsetmek veya dusunmek de yok .

Pazartesi olur , Sali olur ya da sizin guzel hatiriniz icin , herhangi bir baska gun de olur ... :)
Yeter ki , bir gun secin kendinize ..

“Meat Free Monday “campaign
http://www.supportmfm.org/

Thursday, March 4, 2010

Evlilik Hakeminiz ; Seinfeld ...

Bir aydir bekliyoruz , “Marriage Ref. “ baslasin diye ...
Bu gece basladi , bir saat surdu ve az once bitti .
Eeehh , ilk bolumu cok sevdik mi ?

Cok koyu bir Seinfeld hayrani olarak , altinda Jerry Seinfeld ya da Larry David yazan herhangi bir yapit, benim icin tartismaya cok acik olmadigindan , bir yorum yapmakta zorlaniyorum ..
Ama herhalde en guzel yorum ; hemen alisamadik demek olacak , “ Evlilik Hakemimize :) “ ..

Kisaca , showun konusunu anlatmak lazim .
1960`lardaki gibi , unlulerin , belirli bir konuyu tartismak icin gittikleri talk showlardan yola cikarak yaratilmis bir program.
Jerry cok dusunmus, unlulerin hangi konu etrafinda oturup , konusacaklarini ..
“Ne olabilir, herkesin hakkinda fikir yurutebilecegi , konu ne olursa olsun tutabilecekleri bir taraf bulabilecekleri , cok fazla matematik gerektirmeyen ve bir o kadar da komik malzeme uretmeye elverisli , tartisma yaratacak muhabbet konusu ??? “ diye ...

Ve , kendisine yakisir sekilde , hedefi 12`den vurmus.
Evli ciftlerin , birbirleriyle girdikleri abuk -subuk /mantikli-mantiksiz / dolu-bos , her turlu tartismalarina , bir “kazanan “ taraf belirlenecegi bir talk-show fikriyle , NBC ye gitmis ..

Dusunsenize , boylesine bir konu etrafinda , yanlis yapma imkani olabilir mi , bir komedyenin ????
Aslaaaaaa....
Konu , sonsuzz :)
Konu o kadar basarili ki , o yuzden ilk bolumun yikip gecmesini bekliyorduk heralde bizi ..
Ama , yine dusunuyorum da , tipik Jerrysel bir strateji de olabilir , ilk bolumle vurup gecmemek ...
Ilk show da cok iyi yaparsan , ondan sonra gidebilecegin tek yer asagi olur demisti , bir baska programda konusurken :)

O yuzden , bizi bir ay boyunca, daha baslamadan heycanlandirip , ilk bolumle afallatip , sonraki bolumlerle paramparca edeceginden eminim ..

Durup durup dusunuyorum , boylesine guzel bir konu olamaz cunku.
Tartismayi, ama dedigim gibi , dolu ya da bos herhangi birsey uzerine tartismayi sanat haline getiren iki ayri millet dusunun ..
Kadin milleti ve Erkek milleti ...
Bu durumda evli olmalari lazim , cunku evliligin getirdigi atmosferle daha da enteresan tartisma konulari cikabiliyor..
Ve , her iki milletin de , yilmadan , yorulmadan tartisip , pesinde kostuklari seyin ; “ Kazanan taraf olmak “ oldugunu dusunurseniz ; ihtiyaclari olan tek sey ; bir HAKEM cidden ...
Ve ,Seinfeld de derde derman olup ; EVLILIK HAKEM`ini getiriyor size ...

Hakem var, tribun var, tribunde tezahurat yapan , taraf tutan unluler var ...
Geriye sadece , “ Kazanan tarafi “ aciklamak kaliyor ...

Oyle bir taraf varsa, tabi :))